Bugünlerde müze şeklinde kullanılmaya devam edilen Mevlâna Dergâhı’nın mevcut yeri, Selçuklu Sarayı’nın Gül Bahçesiyken söz konusu bu bahçe, Sultan Alâeddin Keykubad aracılığıyla Mevlâna’nın babası olarak tanınan Sultânü’l-Ulemâ Bâhaeddin Veled’e hediye edilmiş bir yerdir. Sultânü’l-Ulemâ 12 Ocak 1231 tarihi içerisinde vefat ettikten sonra türbe içerisinde bugün olduğu yerine defnedilmiş durumdadır. Bu söz konusu defin gül bahçesi içerisine yapılmış olan ilk defindir. Sultânü’l-Ulemâ’nın ölümünün ardından kendisini sevmekte olanlar Mevlâna’ya müracaatta bulunarak babasının mezarının üstüne bir türbe yaptırma konusunda isteklerinin olduğunu söylemiş olsalar da Mevlâna ‘gök kubbeden daha da iyi bir türbe mi olur’ ifadelerine yer vererek bu isteği kabul etmemiştir.
Fakat kendisi 17 Aralık 1273 senesi içerisinde vefat etmesinin ardından Mevlâna’nın oğlu olarak tanınan Sultan Veled, Mevlâna’nın mezarının üstüne türbe yaptırma konusunda isteği bulunanların taleplerini de kabul etmiştir. ‘Kubbe-i Hadra’ (Yeşil Kubbe) adı verilmiş olan türbe dört tane fil ayağı (kalın sütun)nın üstüne, 130.000 Selçukî dirhemi tutarındaki bir ücretle Mimar Tebrizli Bedrettin’e yaptırılmış durumdadır. Bu söz konusu tarihin ardından inşaî faaliyetler hiç bir şekilde bitmemiş 19’uncu yüzyıl dönemlerinin son günlerine kadar yapılmış olan ilavelerle de sürmüştür