Büyüklük açısından Konya, ülkemizin en büyük ilidir. Ekonomisi ve kültürel zenginliği ile ülkemize büyük katkı sağlayan Konya’nın oldukça önemli bir tarihi vardır. Eski zamanlardan beri hayatta kalan şehir, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında önemli bir merkez haline geldi, çünkü yaralı askerler buraya gönderildi. Aslında Konya, ön cephelerden gönderilen hasta ve yaralıların tedavi merkezi oldu.
Konya’da genellikle tektonik hareketlerin bir sonucu olarak birçok göl vardır:
- Akşehir Gölü
- Tuz Gölü
- Beyşehir Gölü
- Suğla Gölü
- Ilgın Gölü
- Ereğli Gölü
- Acı Gölü
- Yunak Gölü
- Meke Krater Gölü
Yerli ve yabancı turistleri kendine çeken Konya, her alanda gelişmekte olan bir şehirdir. Birkaç sultanın tarihi mezarları bu şehirde:
- Aleaddin Keykubat
- Rüknettin Mesut
- Kılıç Arslan
- Süleyman Şah
- Gıyaseddin Keyhüsrev
Bu imparatorlar Alaaddin Tepesi adlı bir alana gömülüdür. Bunun dışında ziyaret edilecek başka önemli yerler de var:
- Mevlânâ Müzesi
- Aleaddin Camii, Aziziye Camii, Kapu Camii, Kadı Mürsel Camii, Sahipata Camii, İplikçi Camii, Şerafettin Camii, Eşrefoğlu Camii
- Aya Elenia Kilisesi, Konya Saint Paul Kilisesi, Sille Siyata Manastırı
- Çatalhöyük (Çatalhöyük Höyüğü)
- Yeşil Kubbe adı verilen Mevlânâ Müzesi, eskiden Mevlânâ’nın derviş manastırı olarak kullanılıyordu. Çatalhöyük Höyüğü’nün Bizans Dönemini yansıtan kalıntıları da vardır.