Milattan Önce 6’ncı yüzyıl döneminin ortalarından başlamış olan ve Büyük İskender’e dek devam eden Anadolu’daki Pers egemenliği Soli’yle ilgili de geçerli durumdadır. Fakat Milattan Önce 5’nci yüzyıl dönemlerinde kent içerisinde sikke basılması kentin bir seviyede özerkliğini korumakta olduğunu açıkça yansıtmaktadır. Soli liman kenti, Hellenistik Dönem içerisinde Seleukos egemenliğinin altına girmiş olduğu dönemde parlak bir dönem yaşamış olur. Seleukos yönetiminin Milattan Önce 1’nci yüzyıl dönemlerinde zayıflamaya başlamış olmasıyla Soli için de çok zor günler başlamış olur. Armenia Krallarından biri olan Tigranes, kenti yağmalatarak, halkını göç etmeye zorlar. Roma asıllı komutan Pompeius’un bölge üzerindeki karışıklığa bir son verme amacıyla Milattan Önce 67’de yapmış olduğu reformlar aracılığıyla dağda yer alan korsanların bir kısmı nüfusu azalmış olan Soli’ye yerleştirilmiş olur. Grekçe Soloi’yle başlamış olan, Latince olarak Soli şeklinde kullanılmakta olan kentin ismi, bu olayın ardından da Pompeiopolis (Pompeius’un kenti) şeklinde değiştirilmiş olur.
Roma yönetimiyle beraber kent tekrardan canlılığa kavuşmuş olur. Roma İmparatorlarından biri olan Hadrianus Milattan Sonra 130’da Anadolu’ya yapmış olduğu gezi esnasında artık Roma’nın bir eyaleti olarak öne çıkan Cilicia’ya da gelmiş olur ve Soli’de yer alan liman çalışmalarına parasal şekilde destek vermiş olur. Soli aynı zamanda, Hıristiyanlık dönemi içerisinde bir piskoposluk merkezi olarak öne çıkar. Fakat 525’te gerçekleşen büyük bir depremle zarar görmüş olur ve 7’nci yüzyıl dönemlerinde de Arap akınlarıyla karşı karşıya kalmış olur.