Dünya üzerinde yer alan mimarlık tarihinin günümüze dek ayakta kalmayı başaran en önemli anıtlarınan biri olarak karşımıza çıkan Ayasofya-i Kebir Camii; mimarisinin yanı sıra ihtişamı ile birlikte büyüklüğü ve de işlevselliğinden dolayı sanat dünyası üzerinde de çok önemli bir yer tutmaktadır.
Bu çok harika durumda olan eser Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul ili içerisinde gerçekleştirmiş olduğu en büyük kilise olarak aynı yer üzerinde tam tamına üç defa inşası yapılmıştır. İlk yapıldığı zaman Megale Ekklesia (Büyük Kilise) şekline isimlendirilmiş, beşinci yüzyıl dönemlerinden İstanbul’un fethedilmesine dek Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) şekline adlandırılmıştır. İmparator olarak görev yapan Konstantios aracılığıyla 360 senesinde yaptırılmış olan Megale Ekklesia ile birlikte İmparator II. Theodosis’in 415 senesine tekraran inşa ettirmiş olan kilise halk ayaklanmaları esnasında a yıkılmıştır.
Günümüzde görmüş olduğumuz Ayasofya-i Kebir Camii ise, İmparatorlardan Justinianos aracılığıyla dönemin iki tane önemli mimarlarından Tralles’li (Aydın) Anthemios ile birlikte Miletos’lu (Balat) İsidoros’a yaptırılmasıyla öne çıkmaktadır. Kayıtlara bakıldığında ise, iki tane baş mimarla beraber çalışmakta olan yüz tane mimarın yanı sıra her bir mimarın emrinde çalışmakta olan yüz tane işçinin binanın yapılmasını 5 sene 10 ay gibi çok kısa bir zaman içinde tamamlamış oldukları da anlaşılıyor.