Söylentilere bakılır ise Seyyid Battal Gazi’nin mezarı görülen bir rüyanın sonucunda bulunmuştur. I. Alaeddin Keykubat’ın annesi olarak tanınan Ümmühan Hatun bu alana ilk olarak bir türbe, hemen sonrasında da cami inşa ettirir. Günümüzde görülmekte olan külliye ise türbenin etrafında şekillenmiştir. Osmanlılar, türbe ile birlikte camiye medresenin yanı sıra imarethane ile birlikte tekke ve de dergâh ilave etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’in tahta çıkmasının itibariyle II. Beyazıt ile birlikte Sultan I. Selim tarafından da tamirat işlemleri gerçekleştirilmiş olan yapılar eklentilerle daha da zenginleştirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, İran’a yapmış olduğu seferler esnasında Seyitgazi’yi ziyaret etmesinin ardından külliyeye bir takım ilaveler de yaptırmış olur. Irak Seferi’ne gitme esnasında ordusu Seyitgazi’de konaklamasını gerçekleştirir ve Matrakçı Nasuh’a Seyitgazi minyatürü yaptırmış olur.
IV. Murat da Revan Seferinin esnasında buraya bir tane kervansaray inşa ettirir. Seyitgazi, İstanbul – Bağdat – Hicaz yolu üzerinde yer almış olur ve hac yolculuğuna çıkmış olanların da en önemli konaklama noktalarından bir tanesi olur. Bu vaziyet dinî açıdan Seyitgazi’nin önemini daha da çok arttırmış olur. Külliye, medresesiyle beraber İslami ilimlerin öğretilmiş olduğu çok önemli bir merkez, ilk olarak Kalenderi dervişlerinin, daha sonrasında ise Bektaşiliğin merkezi hâline gelmiş olur.