1221 senesi içerisinde Alfonso Lombardini’nin kurmuş olduğu bu dini yapı, kent içerisindeki en önemli tarihi yapılardan bir tanesi olarak bilinir. Kent içerisindeki öteki dini yapılardan daha çok tarihle beraber sanat zenginliğine ev sahipliği yapmasından dolayı da öne çıkmaktadır.
16. yüzyıl dönemi içerisinde hazırlanmış pek çok çağdaş tarafından dünya üzerindeki sekizinci harikası şeklinde kabul görülmekte bulunan Rönesans tarzındaki ahşap koro de, içerde en fazla ilgi görerek ziyaret edilen eserlerden bir tanesidir. Bu söz konusu dini yapı, genel bir şekilde fazlasıyla basit bir dış yapıya sahip olarak görülse de, iç kısmı fazlasıyla harika bir biçimde süslenmiş. St. Dominic ile alakalı kalıntılar da dahil olmak üzre, birbirinden önemli bir duruda ve harika eserlere ev sahipliği yapmasıyla öne çıkar. Michelangelo’nun yanı sıra Giunta Pisano ile birlikte Filippino Lippi benzerindeki ünlü bir takım sanatçıların heykellerinin yanı sıra eserlerini de yapının içinde görmeniz olanaklıdır. Bazilikanın içinde en fazla ilgi görmekte olan noktalar da, Michelangelo’nun melek şekline sahip mumluğunun yanı sıra St.Petronius ile birlikte St. Procolus’un heykelleri ile birlikte eşi ve benzeri olmayan şapel süslemeleri ve ayroca San Domenico’nun hücresi olarak öne çıkmaktadır. San Domenico Bazilikası ziyaretçiler için her gün açık durumdadır fakat günün ortasında birkaç saatlik zaman diliminde kapalı kalır.