Phaselis Antik Kenti’nin Akdeniz Bölgesine uzanmakta olan çok bir yarımadanın üstünde İÖ yedinci yüzyıl dönemlerinde Rodoslu kolonistlerce kurulmuş olduğu söylenmektedir. Kuruluş efsanesine bakıldığı zaman kolonistlerin yörede yer alan halka mısır ya da kurutulmuş balık önerilerine balık isteğiyle yanıt verilmiş olduğu anlatılmaktadır. Coğrafi bir durumdaki konumu çok önemli bir liman kenti olduğunu göstermektedir. Bir tanesi yarımadanın kuzey bölgesinde ötekisi kuzeydoğuda üçüncüsü de güneybatı kıyı bölgesinde yer almakta bulunan üç limana sahiptir. Limanlarının yanı sıra agoraları ile birlikte şehir sikkeleri üstünde yer alan gemi betimlemeleri Phaselis’in ticari limanla alakalı hüviyetini de vurgulamaktadır.
Phaselis bazı zamanlarda Likya bazı zamanlarda da Pamfilya bölgesi kenti olarak gösterilmektedir. Gerçeğe bakıldığında ise her iki bölgenin sınırlarının arasında yer aldığı görülmektedir. Kent içerisinde sırasıyla İÖ beşinci yüzyıl dönemlerinde Pers, dördüncü yüzyıl dönemlerinde Kayra Satrabı Mausolos ve en sonunda komşu kent Lmyra’nın Kralı Perikles’in egemenlikleri görülmüş olur. İÖ 333 senesi içerisinde Büyük İskender’i altın taç ile karşılamış olmaları kent tarihinin en renkli sayfalarından bir tanesidir. İskender’in ardından pek çok defa el değiştirmiş olan Phaselis, İÖ 167 senesinde Likya Birliği’ne üye olarak birlik sikkeleri basmıştır.